Rahim İçi Yapışıklık Ultrasonda Görülür mü?

Rahim İçi Yapışıklık

Rahim içi yapışıklık genelde sezaryen ameliyatları, kürtaj, miyom ameliyatları ve rahim tüberkülozundan sonra görülmektedir. Asherman sendromu olarak da bilinen hastalığa bunu ilk tanımlayan doktorun adı verilmiştir. Yapışıklığın miktarına göre eğer çok ise hiç adet olamama, az bir yapışıklık var ise az adet kanaması olma şeklinde belirtiler ile kendini gösterir. İlk belirtileri adet kanamalarının  azlığıdır. Bu hastalarda gebe olma riski azalır veya gebelik düşük ile sonuçlanabilir. Bu yüzden de tedavisi mutlaka yapılmalıdır. Bu tür ameliyatlar olmuş kadınlar az adet görmeye yada hiç adet görmemeye başlamış ise hemen doktora gitmelidir. Peki rahim içi yapışıklık ultrasonda görülür mü, tedavisi nasıl yapılır?
Rahim içi yapışıklık en çok kürtaj sonrasında görülür. Kürtaj işlemi yapılırken rahime zarar verilmesi yada bebeğin rahim içerisinde ölmesi sonucu yapılan kürtajda görülme sıklığı çok daha fazladır.
Doğum sonrasında bebeğin eşinin tam olarak çıkmamasına bağlı olarak yapılan girişimler neticesinde yada miyom ameliyatlarında miyomun rahim duvarından alınması sonrasında rahim iç duvarı hasar alır ve yenilenemez. Yenileyemeyen rahim duvarı birbirine yapılır ve rahim içi yapışıklıklar ortaya çıkar.

Rahim İçi Yapışıklık Belirtileri Nelerdir?

• Kürtaj, sezaryen, rahim ameliyatları sonrasında adet kanamaması olmaması yada adet kanamasının çok az olması en  belirgin belirtisidir. Kürtaj sonrasında 4-6 hafta sonra adet kanaması normal şeklinde gelmesi beklenir. Adet kanamaması olmadığı taktirde yapışıklıktan şüphelenilir. 
• Adet kanamaları normal olsa bile aşırı ağrı bir diğer belirtidir. 
• Diğer belirtiler ise gebe kalamama, gebelik gerçekleşse bile düşük olması diğer belirtileri arasındadır. 

Rahim İçi Yapışıklık Ultrasonda Görülür mü?

Rahim içi yapışıklık ultrasonla görülür. Öncelikle vajinal yolla yapılan ultrasonda tespit edilen yapışıklık, rahim içine su verilerek yapılan ultrasonografi (SİS), rahim filmi (HSG), ve histeroskopi kullanılarak teşhis tam konulur. Histeroskopi aynı zamanda hastalığın tedavisi için kullanılan bir yöntemdir. Histeroskopi yöntemi ince bir teleskop ile vajinal yoldan rahim içine girilerek rahim boşluğunun su ile şişirilmesi ile yapılır. Bu işlem önceleri sadece tanı koymak için yapılıyorken şimdi tedavi amaçlı da yapılmaktadır. Rahim içi yapışıklık bu işlem yapılırken makas yada elektrik enerjisi kullanılarak açılır. Genelde elektrik enerjisi kullanılarak açılan rahim içi yapışıklığın tedavi olma olasılığı yapışıklığın ne derecede olduğuna bağlıdır. Yapışıklık ne kadar az ise tedavinin başarılı olma olasılığı o derece çoktur. Rahim içi yapışıklık yoğun ve rahim iç boşluğunun orantısal olarak ne kadar büyük kısmını kaplıyorsa maalesef tedavi şansı da o derece düşük olabiliyor. Özellikle rahim boşluğunu tamamen kaplayan yapışıklıklar da tedavi neredeyse imkansız derecesinde zordur. Histeroskopi yapılarak açılma olmamış yada az olmuş ise bu işler defalarca aralıklı olarak denenebilir. Yapışıklık birden çok olabilir. Bu işlemler sonucunda hamile kalan bir çok kişi vardır. Bu işlemler sırasında mümkün olduğunca sabırlı olunması gereklidir. Rahim içi yapışıklıkların tedavisi için spiral takılabilir, işlem sonrasında balon konulabilir yada jel püskürtülebilir. Bu gibi işlemler tekrar yapışmayı engellemek için yapılmaktadır. Tedavi sonrasında genelde hormon tedavisi de başlatılıyor ve adet kanaması olması bekleniyor. Adet kanaması olduktan sonra rahim içi yapışıklık vajinal ultrasonla yeniden görüntülenerek ne derece geçmiş bakılıyor.

Rahim İçi Yapışıklık Tedavisi

Tedavinin başarılı olabilmesi için yoğun yapışıklıklar da histeroskopi yönteminin birden çok yapılması gereklidir. Histeroskopi yönteminin 3 defa yapılması ve hiç açılma olmaması durumunda çok daha fazla ısrar etmenin anlamı yoktur. Açılma olan hastalara birden çok yapılabilir. Rahim içi boşluğu belirgin ölçülerde oluşmuş olan kadınlarda tüp çıkışları da açık ise kendiliğinden hamilelik gerçekleşebilir. Tüp çıkışlarının kapalı olma durumunda ise tüp bebek yöntemi denenebilir.
Rahim içi yapışıklık tedavisi olmadan hamile kalan kişilerde düşük riski çok fazladır. Düşük riski olmasa da erken doğum riski vardır. Yoğun yapışıklıkların tedavi edilip açılması durumunda gerçekleşen hamileliklerde ise bebeğin eşinin anormal yerleşmesi sonucu bir çok sorun yaşanmaktadır. Bazen plasentanın kas tabakasına hatta bazen kas tabakasını geçip rahim dış zarına gömülmesi sonucu doğum sonrası buradan çıkmayabilir. Bazı durumlarda doğum sonrasında rahim alınmak zorunda kalınabilir.  Rahim içi yapışıklık az ise çok kolaylıkla açılır ve hamilelik sorunsuz olarak gerçekleşmektedir.