Kozmetiklerdeki Kimyasallar Üniversite Çağındaki Kadınların Üreme Sağlığını Tehdit Ediyor! - kadinvsaglik.com

Kozmetiklerdeki Kimyasallar Üniversite Çağındaki Kadınların Üreme Sağlığını Tehdit Ediyor!

En sevdiğiniz mağazanızın kişisel bakım reyonlarında yürürken muhtemelen cildinizi yumuşatmayı, daha iyi kokmanızı sağlamayı, kirpiklerinizi uzatmayı, kırışıklıkları azaltmayı, kıvırcık saçlarınızı düzleştirmeyi ve hatta dudaklarınızın, saçınızın veya cildinizin rengini yarı kalıcı olarak değiştirmeyi vaat eden düzinelerce ürün görürsünüz.

Birçok insanın farkında olmadığı şey, bu vaatlerin çoğunun, doğurganlık ve üreme, fetal büyüme ve bebek gelişimine müdahale edebilen endokrin bozucu kimyasallar da dahil olmak üzere sağlığınız için tehlikeli olabilecek kimyasallara dayandığıdır.

Bu oldukça ciddiye alınması gereken tehlike, henüz aile kurmayı düşünmeyen kadınların gençlik dönemlerinde yoğun ve agresif bir şekilde pazarlanıyor.

Yakın zamanda yapılan araştırmalar, üniversite çağındaki kadınların diğer gruplara kıyasla daha yüksek oranda kozmetik ürün kullandığını ortaya koyuyor. Ayrıca bu genç kadınların birçoğu, popüler ürünlerin sık kullanımından kaynaklanan sağlık risklerinin de farkında değiller ve daha iyi ve sağlıklı alternatifler aramak, çoğu zaman daha fazla para ödemek anlamına geliyor.
ABD Gıda ve İlaç Dairesi'ne göre "kozmetik" terimi deodorantları, parfümleri, losyonları, ojeleri, şampuanları ve diğer saç ürünlerinin yanı sıra göz farı, maskara, ruj ve yüz makyajını da içeriyor.

Kişisel bakım ürünleri, endokrin sistemin normal işleyişine müdahale edebilen ve üreticilerin belirli amaçlar için eklediği birçok kimyasal türü içeriyor. Örneğin, cildi güneş hasarından korumak için genellikle oksibenzon gibi UV filtreleri, kokuyu arttırmak için ftalatlar, antimikrobiyal özellikleri için parabenler ve triklosan ve dayanıklılığı arttırmak için per- ve polifloroalkil maddeler veya PFAS eklerler.

Ancak bu kimyasalların hepsi tüm ürünlerde bulunmadığından, sağlıksız ürünlerden nasıl kaçınılacağını bulmak karmaşık olabilir. Örneğin, günlük kullanılan kozmetik ürünlerde endokrin bozucu kimyasalları tespit eden çalışmaların 2021 'de yapılan bir incelemesinde, ftalatlar’ın parfümlerde, duş jellerinde, şampuan ve ojede mevcuttu. Parabenler’in losyonlarda, kremlerde, şampuanlarda, vücut yıkamada, yüz temizleyicilerde ve rujlarda kullanıldığı tespit edilmiştir. Benzer şekilde Triklosan da diş macunlarında, sabunlarda ve diğer temizleyicilerde tespit edilmiştir. UV filtrelerinin ise güneş kremlerinde, losyonlarda, diş macunlarında ve rujlarda kullanıldığı ortaya çıktı.

Bu kimyasalların birçoğu aynıüründe birlikte dahi bulunabilmekte, bu da tüketicileri aynı anda birden fazla kimyasala maruz kalma riskiyle karşı karşıya bırakmaktatır. Etiketler her zaman endokrin bozucu kimyasalları içerikler arasında listelemediği için bazen uyarı dahi yapılmamaktadır.

Kozmetiklerdeki kimyasallar neden sağlık riski oluşturur?

Kozmetik ürünleri cildinize sürdüğünüzde, kokularını soluduğunuzda veya dişlerinizi fırçalamak için kullandığınızda, içinde bulunan kimyasallar vücudunuzda dolaşarak endokrin, sinir ve kardiyovasküler sistemlerinizi hedef alabilir.

Bu kimyasallar ftalatlar, parabenler, triklosan ve PFAS gibi endokrin bozucular olduğunda, doğal olarak üretilen hormonları taklit edebilir veya hormon reseptörlerini bloke edebilirler. Bunların varlığı vücutta anormal hormon üretimine, salgılanmasına veya taşınmasına neden olabilir.

Bu hormonal değişiklikler, düşük sperm kalitesi, düşük ve endometriozis gibi üreme sorunlarına yol açabilir. Ayrıca tiroid bezinde bozulmaya ve anormal büyüme ve gelişmeye de yol açabilirler.

Dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğu, bilişsel bozukluk ve depresyon gibi nörolojik durumlar da kozmetik ürünlere eklenen kimyasallarla ilişkilendirilmiştir. Yüksek tansiyon, insülin direnci ve koroner kalp hastalığı gibi kardiyovasküler sorunlar da öyle.

Risk seviyesini ölçmek genellikle zordur ve kısmen maruz kalma miktarına, kimyasalın türüne ve kimyasalın endokrin sistemle nasıl etkileşime girdiğine bağlıdır. Utah ve Kaliforniya'da 18-44 yaş arası kadınlar üzerinde yapılan bir çalışmada, yaygın bir ftalata daha fazla maruz kalmanın, ağrılı olabilen ve hamileliği engelleyebilen endometriozis gelişme olasılığının iki kat arttırdığını ortaya koymuştur. Endokrin bozucu kimyasallara mesleki olarak maruz kalan hamile kadınlar üzerinde yapılan bir meta-analizde araştırmacılar, annelerin birden fazla endokrin bozucu kimyasala maruz kalması durumunda düşük doğum ağırlığı ihtimalinin %25 arttığını hesapladılar.

Üniversite çağındaki kadınlar üzerinde yapılan araştırmada, genç kadınların her gün ortalama sekiz farklı kişisel bakım ürünü kullandığını ve bu ürünlerin endokrin bozucu maddeler içerebileceğini ortaya koyuyor.

Kişisel bakımım kadar sağlığım da benim için önemli diyorsanız, piyasadaki tüm makyaj ve bakım ürünlerini incelediğimiz web sitemizi ruj.net ’i takip edin.

Hiç yorum yok